Cilt kanserinin belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilmektedir. Bu hastalık çok sessiz ve gizli bir şekilde ilerleyebilir. Yada çok belirgin belirtilerin var olmasıyla da kendini belli edebilir. Bu tamamen kişiden kişiye değişmektedir. Fakat her insan, cilt kanseri konusunda son derece dikkatli olmalıdır. Cilt kanseri tehlikesi taşıyan durumlardan mümkün olduğunca uzak durmak gerekmektedir.
Vücudumuzdaki en büyük organ derimizdir. Deri, aynı zamanda dışarı ile teması olan ve zarar görmeye en yatkın organdır. Bu sebeple cilt ve deri sağlığına dikkat etmek gerekir. Cilt kanseri belirtileri , deri tabakalarından birisinde oluşan ve kontrolsüz şekilde çoğalarak hem cilde deriye hem de başka organlara zarar verebilecek bir hastalık türüdür.
Cilt kanserinin sıçrama ve hızlı çoğalması sebebi ile son derece tehlikeli olduğu bilinmektedir. Bu nedenle cilt kanseri belirtileri konusunda dikkatli olunmalıdır. İnsanlar vücutlarını düzenli aralıklarla kontrol ederek cilt üzerinde beliren farklı lekelenmeler, benler ve mavi – pembe renk tonlarındaki benekler konusunda önceden temkinli olmalıdır. Çünkü erken teşhis, tüm hastalıklar gibi cilt kanserinde de son derece önemlidir.
Cilt kanserinin nasıl oluştuğu konusunda pek çok düşünce mevcuttur. Fakat bunlardan en yaygın olanı, cilt kanserine sebep olan en büyük etmenin güneş olmasıdır.
Cilt kanseri, güneşte uzun yıllar boyunca korunmasız bir şekilde kalınması ile birlikte çok daha hızlı bir şekilde oluşabilir. Bu nedenle cilt, hem yaşlanma konusunda hem de cilt kanseri konusunda son derece tehlikelidir.
Özellikle solaryum, güneşlenme gibi cildi güneş ışınlarına korunmasız şekilde uzun süreli ve bilinçli olarak maruz bırakmak, cilt kanseri belirtileri tetikleyen en büyük etmenler arasındadır. Bu nedenle cildi güneş ışınlarından korumak son derece önemlidir. Vücudumuzda oluşan cilt kanseri belirtileri özenle takip edilmelidir.
Cilt kanserinin farklı çeşitleri bulunmaktadır. Bu çeşitler, kanserin cildin hangi bölgesinde ve hangi hücrelerde oluştuğuna göre isimlendirilmektedir. Ayrıca, cilt kanseri belirtileri ciltte yayılma hızı ve tehlikesine göre de sınıflandırılmıştır. Genel olarak bilinen 3 farklı cilt kanseri çeşidi bulunmaktadır.
Cilt kanseri, derinin üst, orta ve alt tabakalarının herhangi bir bölgesinde oluşmaktadır. Derinin en dış kısmı olan epidermis tabakasında yer alan bazal hücrelerinde oluşan kanser türüne bazal hücreli kanser denilmektedir. Bu kanser çeşidi, en çok görülen cilt kanseri çeşididir denilmektedir. Çünkü cildin güneş ile en çok temas ettiği en dış tabakasında yer almaktadır. Güneşten en çok etkilenen bölge olduğu için bazal hücreli cilt kanseri, cilt kanserleri arasında en yaygını olarak bilinmektedir.
Cildin orta katmanında yer alan skuamoz hücreli kanser çeşidi de aynı şekilde güneş ışınlarına maruz kalınmasından dolayı oluşan bir kanser çeşididir. Bu kanser çeşidi, güneş görmeyen genital bölge gibi bölgelerde de görülebilmektedir. Bu nedenle bu kanser türünün yayılma hızının daha fazla olduğunu söylemek mümkündür.
Melanom denilen en tehlikeli cilt kanser çeşidi, cildimize rengini veren melanosit hücrelerinde oluşan kanser türüdür. Melanositler, cildimizdeki renk değişimleri ve benleri oluşturmakla sorumludur. Ayrıca melanositler, hiç beni olmadan doğan bebeklerin güneş ile temasından sonra vücutlarında ben oluşumunu da sağlayan hücrelerdir. Melanom, genetik yatkınlığı da en çok olan kanser çeşitlerinden birisidir ve yayılımı olmadan, erken teşhis ile birlikte tedaviye başlanılması son derece önemlidir.
Cilt kanserinin genetik olup olmadığı hakkında pek çok araştırma yapılmıştır. Genel olarak söylenebilir ki, diğer kanser tipleri gibi cilt kanseri de genetik yatkınlığa sahiptir. Fakat bu yatkınlık, güneş ışınlarına maruziyet kadar cilt kanseri için büyük bir tehlike arz etmemektedir. Bunun için cildi yeteri kadar korumak, cilt kanserinden korunmak için en önemli etmendir.
Ailesinde herhangi bir kanser öyküsü olan kişilerde cilt kanseri belirtileri oluşması da elbette muhtemeldir. Hücrelerde yer alan DNA molekülleri, tüm kodları taşıdığı gibi kanser gibi hastalık türlerinin kodlarını da içerisinde taşımaktadır. Bu nedenle kanser gibi hastalıkların da genetik yolu ile altsoylara aktarımı muhtemeldir.
Cilt kanseri belirtileri ne olduğu, türleri ve genetik olup olmadığı hakkında kısaca bilgiler verdikten sonra bu konu hakkında en önemli detay olan cilt kanserini tetikleyen durumlardan da bahsetmek gerekir. Cilt kanserini tetikleyebilecek pek çok etmen bulunmaktadır. Bu etmenlerin her birinden kaçınmak imkansız denecek kadar zordur. Fakat elimizden geldiğince cildimizi korumak ve zararlı alışkanlıklardan kaçınmak, tüm kanser çeşitlerinden korunmak için en etkili yoldur.
Cilt kanserini tetikleyen çeşitli durumlar aşağıda belirtilmiştir:
Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür, fakat cilt kanseri belirtileri en çok etkileyen etmenler bu şekildedir. Özellikle son zamanlarda kullanılmaya başlanan, yalnızca estetik amaçlı olarak yapılan solaryum cihazları son derece tehlikelidir.
Güneş, cilt kanseri için en büyük tehlikedir. Ve güneş cilt kanseri belirtileri başlamasına etkendir. Özellikle açık renk tene sahip, sarışın, kızıl ve mavi gözlü kişiler güneş ışınlarından çok daha fazla korunmalıdır. Çünkü bu kişiler genetik olarak cilt kanserine yakalanmaya esmer ve kumral kişilerden daha çok yatkındır. Zaten bilindiği üzere, beyaz tenli ve sarışın kişiler, güneş altında esmer kişiler ile aynı sürede kalsa da ciltleri çok daha tahriş olmakta ve hemen kızarıklık oluşmaktadır. Bu durum da güneşin beyaz tenli kişilerde çok daha fazla zarara sebebiyet verdiğinin en büyük örneğidir.
Güneşin Cilt kanseri belirtileri tetiklemesinin en büyük sebebi yaydığı UV, yani ultraviyole ışınlardır. Ultraviyole ışınlar radyasyon olarak da tanımlanabilmektedir. UV ışınları UVA, UVB ve UVC olarak sınıflandırılmaktadır. UVA ışınlarının dalga boyu çok daha fazla olup UVC ışınlarının dalga boyu da en düşük seviyededir. Bu nedenle UVC dalga bandı atmosferdeki ozon tabakası tarafından emilir ve dünyaya girişi olmaz. Fakat UVA ve UVB ışınları dünyaya girerek bazı tehlikelere yol açmaktadır. Özellikle UVA ışınları, UVB ışınlarından çok daha fazla olarak yeryüzüne yansımaktadır. Fakat UVB ışınları, ciltte daha fazla zarar oluşturabilme etkisine sahiptir.
Güneş kremleri, genel olarak UVA ve UVB ışınlarından korumayı amaçlamaktadır. UVB ışınlarından koruma sağlaması kadar UVA ışınlarından da koruma sağlaması çok önemlidir.
Bunun için kimyasal ve fiziksel filtreler ile güneş kremlerinin koruma yüzdeleri artırılmaktadır. Titanyum dioksit, çinko oksit gibi maddeler, güneşten koruma sağlayabilecek bileşikler oldukları için güneş kremlerinde bolca yer almaktadır.
Özellikle bu parçaların nano boyutta olması, cilde daha iyi nüfuz edeceklerinden dolayı çok daha iyi koruma sağlamaktadır. Fakat nano partiküllerin ciltten emiliminin de tehlikeli olduğu görüşü de mevcuttur. Kar – zarar oranı düşünüldüğünde güneş ışınlarından korunmak ve kanser olmamak için güneş kremlerinin kullanılması çok daha önemli olarak kabul edilmektedir.
Güneş altında güneşlenerek bronz bir cilde sahip olmak isteyen kişiler, bu işlemi çok daha hızlı ve etkili bir şekilde yaptırabilmek için solaryum cihazlarını kullanmaktadır. Fakat güneş gibi zararlı ışınlar yayan bir kaynaktan daha da zararlı ve son derece hızlı bir şekilde kanseri tetikleyen bu solaryum cihazlarını kullanmak, Dünya Sağlık Örgütü tarafından da kanserojen olarak nitelendirilmeye başlanmıştır. Özellikle Fransa’da yapılan bir çalışmada, solaryum cihazlarının çocuk ve gençlerde kanser riskini %75 daha da fazla artırdığını belirtmiştir.
Solaryum cihazlarından ultrviole denilen morötesi ışınlar yayılmaktadır. Bu ışınlar vücudumuzdaki melanosit hücrelerini agresif bir şekilde uyarmakta ve hücrelerin bu ışınları tehlikeli olarak algılamasına sebep olmaktadır.
Bu nedenle melanositler, cildi korumak için cildi daha da koyu hale getirmektedir ve solaryum ile bronzlaşmak bu şekilde gerçekleşmektedir. Fakat melanositlerin bu kadar kısa bir sürede bu kadar yoğun morötesi ışın alması, hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasını tetikleyebilmektedir.
Bu durum da melanom denilen son derece tehlikeli bir kanserin başlangıcı demektir. Bu nedenle solaryum cihazlarından mümkün olduğunca uzak durmak gereklidir.
Cilt kanserinin belirtileri arasında pek çok belirti vardır. Bu belirtilerin çoğu, cilt kanseri belirtileri olmayan kişilerde de olmaktadır. Bu nedenle insanlar, bu belirtileri bazen önemsemez ve erken teşhis için bir sağlık merkezi ile iletişime geçmez. Böylece erken teşhis imkanı ortadan kalkar ve cilt kanseri daha fazla yayılmaya başlar. Bunun için cildimizde bize farklı gelen oluşumlar gözlemlediğimizde cildiye ile görüşmekte fayda vardır denebilir.
Cilt kanseri belirtileri aşağıdaki gibidir:
Bu belirtilerden özellikle benlerin çoğalması ve düzensiz benlerin varlığı, genel olarak cilt kanseri olan kişilerde en çok görülen belirtilerin başındadır. Aynı şekilde yaraların çoğalması ve yaraların iyileşmemesi de cilt kanseri açısından şüphe uyandırmaktadır. Bu nedenle bu gibi durumlar gözlemlediğinizde beklemeden doktorunuza danışmanızda fayda vardır.
Cilt kanseri tanısı için vücudunuzda oluşan herhangi bir değişim için bir dermatoloji uzmanı ile iletişime geçmeniz gerekmektedir. Dermatoloji uzmanı şüpheli bölgeye dermatoskopi yöntemi ile muayene yapacaktır. Şüpheli bölge incelendikten sonra kesin ve net sonuç için bu şüpheli bölgeden biyopsi alınır ve kesin sonuç için laboratuvar sonuçları beklenir. Sonuçlarda cilt kanser mevcut ise, kanser derecesi, yayılımı ve çeşidine göre bir tedavi yöntemi belirlenmektedir.
Tüm kanser türlerinde olduğu gibi cilt kanserinde de çeşitli tedavi metotları mevcuttur. Cilt kanseri belirtileri, iyileşme çalışmaları yapılırken cilt üzerinde oluşan bir durum olduğu için aynı zamanda estetik görünüme de dikkat edilmesi gereken bir hastalık çeşididir. Bu nedenle tedavilerde uygulanan yöntemler de değişiklik göstermektedir.
Tedavi çeşitlerinden bir tanesi, cilt yüzeyine sürülecek olan birtakım ilaçlar ile kanserli bölgenin yok edilmektedir. Bu ilaçlar arasında kortizon içerikli ilaçlar başta yer almaktadır. Kortizonlu ilaçlar cilt yüzeyindeki kanser başlangıcı olan lezyonlarda iyi sonuçlar gösterebilmektedir. Bu nedenle kanserin evresine göre cilt yüzeyine sürülebilecek bir ilaçla dahi tedaviye başlanabilir. Daha sonra doktor kontrollerini aksatmamak da çok önemlidir.
Bir diğer tedavi yöntemi ise kürtajdır. Kürtaj işlemi lokal anestezi ile birlikte lezyon olan bölgenin cilt üzerinden kazınması, çıkarılması olarak açıklanabilir. Daha sonra kanamayı ve cilt üzerinde kalan kanserli hücrelerin çoğalmasını durdurmak için kürtaj yapılan bölge yakılır. Bu kürtajı işlemi kanserin yer aldığı lezyonun büyüklüğü ve evresine göre birkaç kez tekrarlanabilir.
Sıvı nitrojen ile lezyonlu bölgenin dondurulması işlemi de cilt kanserinde kullanılan tedavi yöntemlerinden bir tanesidir. Dondurulan bölge bir süre sonra kendiliğinden cilt üzerinden ayrılır ve kanserli lezyon bölgesi cilt yüzeyinden uzaklaştırılmıştır.
Cilt kanserinde uygulanan diğer tedavi yöntemleri ise radyoterapi ve kemoterapidir. Bu tedavi türleri diğer kanser çeşitlerinde de uygulanabilmektedir. Radyoterapi, ameliyatı pek mümkün olmayan bölgelerde oluşan kanserlerin ve yayılımı fazla olan kanserleri durdurmak için uygulanmaktadır. Kemoterapi ile de bu tedaviler birbirini desteklemektedir.
Kanser hücreleri her insanda mevcut olmaktadır. Çünkü bu hücreler, kendi vücut hücrelerimizin bazı değişikliklere uğramaktadır. Kontrolsüz çoğalmasına verilen addır ve her insanda görülmesi mümkündür. Bu nedenle cilt kanseri tedavisi görmüş kişilerden kanserli hücreler tamamen uzaklaştırılmış olsa dahi cilt kanserinin tekrar görülme ihtimali mevcuttur. Özellikle bu kanser çeşidini geçirmiş kişiler kendilerini düzenli aralıklarla kontrol ederek ciltlerinde oluşan en ufak değişikliklerde dahi doktoruna haber vermelidir. Bu sayede oluşacak kötü senaryoların da önüne geçilmiş olunur. Bu bakımdan cilt kanseri belirtileri özenli bir şekilde takip edilmelidir.
Cilt kanserinden korunmanın ilk aşamasının güneşten korunma olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü güneş, cilt kanseri için en tehlikeli etkendir ve gün içerisinde güneş ışınlarına sürekli maruz kalmaktayız.
Evde olmak dahi güneş ışınlarından korunduğumuz anlamına gelmemektedir. Bazı UV ışınları evlerimizdeki camların içerisinden geçerek güneş ışınlarının cildimize yansımasına sebep olmaktadır. Bu nedenle bazı cilt hastalıklarına sahip kişiler, cilt kanseri olanlar ve cilt kanseri riski taşıyan kişiler ev içerisinde de güneş kremi kullanmalıdır. Böylece güneşin bize verebileceği en ufak riskten dahi korunuruz.
Dışarıda da güneş ışınlarından mümkün mertebe uzak durmak, öğle saatlerinde güneş altında fazla durmamak gibi yöntemler de cilt kanserinden koruyacaktır. Havanın sıcak olduğu günlerde güneş kreminin ter ile birlikte cilt yüzeyinden kolay bir şekilde uzaklaşması muhtemeldir. Bunun için güneş kreminin iki parmak kuralına uyularak iki saatte bir yenilenmesi önerilir.
Tüm bunlara ek olarak, güneşte uzun süre kalmak durumunda kaldığımızda, uzun kollu ve açık renkli giysiler, geniş şapkalar takmak da cilt kanserinden bizleri koruyacak yöntemler olarak söylenmektedir. Özellikle bebek ve çocukların hassas ciltlerini güneşten korumak için bu yöntemler mutlaka uygulanmalıdır.
Güneş dışında cilt kanserini tetikleyen pek çok etmen olduğundan bahsetmiştik. Bu etmenler genel olarak kişinin sağlıksız yaşam sürmesi olarak adlandırılabilir. Sigara ve alkol tüketmek, sağlıksız yiyecek ve içecekler ile beslenmek hem cilt kanseri hem de diğer tüm kanser tipleri için son derece tehlike arz eder. Bu nedenle sağlıklı beslenmek önemlidir. Sağlıklı yağlardan, karbonhidrat ve proteinlerden oluşan günlük bir diyete uymak gerekir. Cilt bakımına önem vermek gibi önlemler, bizleri cilt kanserinden korumaktadır.
Cilt kanseri tehlikesinin ve cilt kanseri belirtileri benlerden de kaynaklanabileceğini belirtmiştik. Bu nedenle vücudumuzda yer alan benleri soymak, kanatmak gibi işlemler de son derece tehlikelidir. Bunun için vücudumuzdaki benlere dokunmamak en iyi seçenek olacaktır.
